Peygamber Efendimizin veda hutbesi

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (sav) 8 Mart 632 yılında son İslâmî hac farizasını yerine getirmiştir. Burada ashabıyle vedalaştığı ve bir daha Kâbe’yi göremediği için bu hacca veda haccı denmiştir.

Veda haccında Cuma günü Resulullah (sav) yüzbini aşkın müslümana bir hutbe okumuştur. Bu hutbeye de veda hutbesi denir.

Hz Peygamber (sav), Allah’a amd ve senâdan sonra şöyle buyurdular;

“Ey insanlar,
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemiyeceğim. İnsanlar! bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım,
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınz. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.

Ashabım,
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin, faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin adetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalib’in oğlu (Amcam) Abbas’ın faizidir.

Ashabım,
Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu (amcazadem) Rabia’nın kan davasıdır.

İnsanlar,
Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakaz siz, bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memmun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.

İnsanlar,
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’dan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları Allah emaneti olarak aldınız, onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların aile yuvasını, sizin hoşlanmadığınız hiç bir kimseye çiğnetmemeleridir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

Müminler,
Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu biç şaşırmazsınız. O emanet Allah kitabı Kur’an’dır. Müminler! sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

Ashabım,
Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İnsanlar,
Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını (Kur’an’da) vermiştir. Varise vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah’ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların lanetine uğrasın. Cenâb-ı Hak, bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

İnsanlar,
Rab’biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O’na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana, Allah saygısı ölçüsünden başka bir üstünlüğü yoktur. İnsanlar; yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?”

“Allah’ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyyet ve öğüte bulundun, diye şehadet ederiz.” (Bunun üzerine Peygamberimiz, şahadet parmağını kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu):

“Şahid ol Yâ Rab, Şahit ol Yâ Rab, Şahit ol Yâ Rab. ” ve sözlerini bitirdi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz