وعن أبى ذرّ رضى اللّه عنه قال لي النبي صلى الله عليه وسلم :
لا تَحقِرَنَّ مِنَ المَعْرُوفِ شَيئاً، وَلَوْ أَنْ تَلْقَى أَخاَكَ بِوَجْهٍ طَلِيقٍ
Ebu Zerr (ra) şöyle dedi: Nebi (sav) bana (hitaben) buyurdu ki; “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabii) bir iyiliği bile sakın küçük görme!” Müslim Birr-144
وعن النعمان بن بَشير رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: قال رسولُ اللّه صلى الله عليه وسلم :
مَثَلُ المُؤْمِنِينَ فيِ تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعاطُفِهِمْ مَثَلُ الجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالحُمّى
Nu’man İbni Beşîr (ra)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu;
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vucuda benzerler. Vucudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” Buhari-edep-27
عن أبي موسى رضي الله عنه قال: قال رسولُ اللّه صلى الله عليه وسلم:
اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْياَنِ، يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضاً». وَشَبَّكَ بَيْنَ أَصاَبِعِهِ.
…. Ebû Mûsâ el-Eş’ârî (ra)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu;
“Mü’minin mü’mine karşı durumu,, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir” Hz. Peygamber bunu açıklamak için iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi. Buhari, Salat 88, Mezalim,5; Müslim, Birr,65
وعن أبى هريرة رضِىَ اللّهُ عَنْهُ عن رسُول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال:
اِذَا نَظَرَ اَحَدُكُمْ اِليَ مَنْ فُضِّلَ عَلَيْهِ فيِ الْماَلِ وَالْخَلْقِ فَلْيَنْظُرْ اِليَ مَنْ هُوَ اَسْفَلَ مِنْهُ
… Ebû Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu; “Sizden biriniz mal ve yaratılış bakımından kendinden daha üstün birine bakarsa, ardından kendinden daha düşük derecede olana baksın.” Buhari Rikak-30
عن عبدالله بن عمر رضي اللَّه عنهما أنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ :
اَلْمُسْلِمُ اَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
…Abdullah ibni Ömer (ra)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu;
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu yalnız bırakmaz. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teala o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teala da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.
عَنْ أنسٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ
…..Enes, (ra)’den rivayet edildiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurdu;
“Birbirinize karşı kötü duygular beslemeyiniz. Birbirinizi çekememezlik yapmayınız. Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın diğer Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir.” Buhârî, Edeb, 62; Müslim, Birr,23
عن أبى هريرة رضى اللّه عنه قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ :
كلُّ سَُلامَى مِنَ النّاَسِ عَلَيْهِ صَدَقَةٌ، كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ تَعْدِلُ بَيْنَ اْلاثْنَيْنِ صَدَقَةٌ، وَتُعِينُ الرَّجُلَ فيِ دَابَّتِهِ فتَحْمِلُهُ عَلَيْهاَ أَوْ تَرْفَعُ لَهُ عَلَيْهاَ مَتاَعَهُ صَدَقَةٌ، وَالْكَلِمةُ الطَّيّبَِةَُ صَدَقةٌ، وبِكُلِّ خَطْوَةٍ تَمْشِيهَا اِلىَ الصَّلاَةِ صَدَقةٌ، وَتُمِيطُ اْلأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ.
Ebu Hüreyre’den (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu;
“İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.” Buhari, Sulh,11, Cihad,72,128; Müslim, Zekat,56.