Çinicilik sanatı nedir kısaca

Çinicilik Orta Asya’da gelişmeye başlamıştır. Daha sonraları Selçuklular eliyle Anadolu’ya girmiş, bilhassa Osmanlılar devrinde hızla gelişerek müstesna örnekleri verilmiştir.

Müslüman Türkler yaptıkları cami medrese, türbe ve buna benzer mimarî eserlerde çinilerden büyük ölçüde istifade etmiş, resmî ve dînî yapılarını harika çinilerle süslemişlerdir.

Selçuklu döneminde daha çok tek renkli ve mozaik tekniğiyle yapılmış çiniler kullanılırken, Osmanlı döneminde ve bilhassa Çelebi Mehmet devrinden sonra çinicilik sanatı süratle gelişerek çok renkli ve zengin dekorlu çiniler hazırlanmıştır.

Bursa’daki Çelebi Mehmet Türbesi’ni süsleyen çiniler bu gelişmenin ilk örnekleri sayılmaktadır.

Çini sanatımız, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle yeni ilerlemeler kaydetmiş, bilhassa Çinili Köşk’ü süsleyen nadide eserler hazırlanmıştır.

Daha sonraları İznik, Kütahya ve İstanbul ateiyelerinde yeni yeni teknikler geliştirilerek çinicilik başlı başına bir sanat kolu haline getirilmiştir.

Rüstem Paşa Camii, Kanunî Sultan Süleyman Türbesi, Topkapı Sarayı, Sultan Ahmet ve Edime Selimiye Camileri’nde birbirinden güzel yüzlerce çeşit çini kullanılmıştır.

Bilhassa altı minareli Sultan Ahmet Camii duvarlarını süsleyen ve daha çok mavi rengin hakim olduğu çiniler 60 ayrı model üzerinden 20 binden daha fazladır. Bu çinilerde iri güller, lale, sümbül, karanfil ve çeşitli yaprak şekilleri kullanılmıştır.

Çini sanatımız Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileyişine paralel olarak XVII. yüzyıldan sonra hızla gerilemeye başlamış ve artık eskiden yapılmış şahane çinilerin benzeri, daha kötü eserler hazırlanmıştır.

II. Sultan Abdulhamid’in Yıldız’da kurdurduğu Porselen Fabrikasında da daha çok süs tabakları, vazolar ve ev eşyaları yapılmıştır.

Bugün çinicilik Kütahya ve Çanakkale’de devam ettirilmekte daha ziyade eski renk ve desenler taklit edildiğinden bu orjinal sanat dalı yeni bir gelişme kaydedememektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz