Münafıklar ve bedevilerle İlişkiler hakkında ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Münafıklar ve bedevilerle İlişkiler ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Münafıklar ve bedevilerle İlişkiler ile ilgili ayetler.

2/8. insanlardan, inanmamış oldukları hâlde: “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler vardır. 9. BÖylece Allah’ı ve inananları aldatmaya çalışırlar. Ama farkına varmadan kendilerini aldatırlar. 10. Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah hastalıklarını daha da artırmıştır. Yalanlayıp durduklarına karşılık onlara can yakıcı bir azap vardır. 11. Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dendiği zaman: “Biz ancak düzelticiyiz” derler. 12. İşte onlar bozguncudurlar, fakat farkında değiller. 13. Onlara: “insanların inandığı gibi inanın” dendiği zaman: “Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım” derler. İşte asıl beyinsizler ancak kendileridir, ama (bunu) bilmezler. 14. Onlar inananlara rastladıkları zaman: “inandık” derler, elebaşlarıyla başbaşa kaldıklarında ise: “Elbette biz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz” derler. 15. Asıl, Allah onları taşkınlıkları içinde bocalamaya bırakarak alaya almaktadır. 16. İşte onlar doğruluğa karşılık sapkınlığı satın aldılar, ama alışverişleri kâr getirmedi, doğru yolu bulamadılar. 17. Onların durumu, ateş yakmak isteyen kimsenin durumu gibidir. Ateş çevresindekini aydınlattığı anda, Allah onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde görmez durumda bırakır. 18. Artık onlar sağır, dilsiz, kördürler bu yüzden geri de dönmezler. 19. Yahut onlar, gök gürlemesi, şimşek çakması ve karanlıklar içinde, gökten boşanan sağanağa (yakalanmış kimseye) benzerler; yıldırım seslerinden dolayı ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah inkârcıları kuşatmıştır. 20. Şimşeğin çakması neredeyse gözlerini alır, onları aydınlattıkça ışığında yürürler, üzerlerine karanlık basınca durakalırlar. Allah dileseydi işitmelerini ve görmelerini giderirdi. Allah’ın herşeye gücü yeter.

2/204. insanların içlerinde öyle kimseler vardır ki, dünya hayatı ile ilgili sözü senin hoşuna gider. Kalbinde olana da Allah’ı tanık tutar, hâlbu ki, o düşmanların en yamanıdır. 205. O iş başına geçtiği zaman, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yoketmeye uğraşır. Oysa Allah bozgunculuğu sevmez. 206. Ona: “Allah’a saygılı ol!” denildiği zaman, gururu kendisine günah işletir. Artık ona cehennem yeter; o ne kötü döşektir.

8/49. İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Bunları (Müslümanlar’ı) dinleri aldattı” diyorlardı. Oysa kim Allah’a güvenirse, (bilsin ki) Allah üstündür, bilgedir.

3/118. Ey inananlar! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin; onlar sizi karmaşaya düşürmekten geri durmazlar, sıkıntıya uğramanızdan hoşlanırlar. Ağızlarından öfke taşmaktadır. Gönüllerinde gizli olan ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz belgeleri size açıklamış oluyoruz. 119. İşte siz, o kimselersiniz ki, onlar sizi sevmezken, siz onları seviyor ve Kitab’ın tümüne inanıyorsunuz. Onlar size rastladıkları zaman: “İnandık” derler; yalnız, kaldıklarında ise, size karşı öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. “Öfkenizden ölün” de. Allah gönüllerde olanı bilir. 120. Size bir iyilik dokunsa, bu onları üzer; size bir kötülük gelse, buna da sevinirler. Eğer dayanır ve korunursanız, onların hilesi size hiç bir zarar veremez. Şüphesiz, Allah onların yaptıklarını kuşatmaktadır.

33/57. Allah’ı ve Elçisi’ni incitenlere Allah dünyada da, ahirette de lanet etmiş ve onlara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. 58. İnanan erkek ve kadınları yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.

33/60. İkiyüzlüler, kalplerinde fesad bulunanlar ve Medine’de bozguncu haberler yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, andolsun ki, seni onlara kışkırtırız; sonra senin yanında ancak az bir zaman komşu kalabilirler. 61. Nerede bulunurlarsa, lanetlenmiş olarak yakalanır ve öldürülürler. 62. Allah’ın geçmiştekilerie ilgili uygulaması budur. Allah’ın uygulamasında bir değişme bulamazsın.

4/60. (Ey Muhammed!) Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Tağut’un hâkimliğine gitmek isterler. Oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardır. Şeytan onları derin bir sapıklığa sürüklemek ister. 61. Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’in hakemliğine gelin” dendiği zaman, ikiyüzlülerin senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. 62. Kendi işlediklerinden ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik” diye Allah’a yemin ederek nasıl sana geliyorlar? 63. işte bunların kalplerinde olanı Allah bilir. Onların yaptıklarına bakma, onlara öğüt ver, onlara işleyecek güzel söz söyle. 64. Biz her elçiyi, ancak Allah’ın izni ile kendisine itaat olunması için gönderdik. Eğer onlar kendilerine yazık ettikleri zaman, sana gelerek Allah’tan bağışlanma dileselerdi ve Peygamber de onlar için bağışlanma di-leseydi, şüphesiz Allah’ın tövbeleri kabul ettiğini ve merhametli olduğunu görürlerdi. 65. Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarındaki çekişmelerinde seni hakem tayin etmedikçe ve senin verdiğin hükme, içlerinde bir sıkıntı duymadan, tam anlamıyla teslim olmadıkça inanmış sayılmazlar. 66. Eğer onlara: “Kendi adamlarınızı öldürün veya memleketlerinizden çıkın” diye emretmiş olsaydık, pek azından başkası bunu yapmazdı. Oysa, kendilerine verilen öğüdü tutmuş olsalardı, onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu. 67-68. O zaman, onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik ve onları doğru yola eriştirirdik.

4/72. Şüphesiz, içinizde pek ağır davranacak olanlar var. Başınıza bir musibet gelirse: “Allah bana iyilikte bulundu da, onlarla beraber bulunmadım” diyecektir. 73. Ama Allah’tan size bir nimet gelirse, sanki sizinle kendi arasında hiç dostluk yokmuş gibi: “Keşke onlarla beraber olsaydım da, ben de büyük bir başarı elde etseydim diyecektir.

4/81. Onlar. “Başüstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıkları zaman, içlerinden bir grup geceleyin, senin dediğinden başka bir şeyi kurarlar. Allah onların geceleyin kurduklarım yazmaktadır. Onlara aldırış etme, Allah’a güven; vekil olarak Allah yeter.

4/138. İkiyüzlülere, onlar için can yakıcı bir azap olduğunu müjdele. 139. Bunlar, inananları bırakıp inkarcıları dost edinirler. Onların yanında bir onur mu umuyorlar? Oysa onur bütünü ile Allah’a aittir. 140. Allah Kitap’ta size şunu indirdi: “Allah’ın âyetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikçe onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz”.45 Allah ikiyüzlülerin ve inkarcıların hepsini cehennemde toplayacaktır. 141. Sizi gözetleyenler, şayet Allah’tan size bir başarı gelirse: “Sizinle beraber değil miydik?” derler. Eğer inkarcıların bir kazancı olursa: “Size üstünlük sağlayıp sizi inananlardan korumadık mı?” derler. Allah kıyamet günü aranızda hüküm verecektir. Allah, inananlara karşı inkarcılara yol vermeyecektir. 142. İkiyüzlüler, Allah’ı aldatmaya çalışırlar; oysa, Allah onların tuzaklarını boşa çıkaracaktır. Onlar, namaza kalktıkları zaman, üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı çok az anarlar. 143. Ara yerde bocalayıp durmaktadırlar; ne onlara (bağlanabiliyorlar), ne bunlara… Allah’ın şaşırttığı kimseye sen yol bulamazsın.

4/145. İkiyüzlüler ateşin en alt katında olacaklar ve sen onlara yardım edecek birini bulamayacaksın. 146. Ancak yaptığı kötü işten dönüp düzelen ve Allah’a tutunarak dinlerini Allah’a has kılanlar, işte bunlar inananlarla beraber olacaklardır. Allah inananlara büyük bir ödül verecektir.

47/16. (Ey Muhammed!) Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere: “Az önce ne demişti?” diye sorarlar. İşte bunlar Allah’ın kalblerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

47/20-21. (Ey Muhammed!) İnananlar: “Keşke (savaşı emreden) bir sure indirilse de, cihada çıksak” derlerdi. Fakat kesin (anlamlı) bir sûre inip, orada savaş zikredilince, gönüllerinde hastalık olanların sana, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışıyla baktıklarını görürsün. Oysa onlara, itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah’a (verdikleri söze) sadık kalsalardı, onlar için daha iyi olurdu. 22. Geri döndüğünüz takdirde, sizden yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi? 23. İşte Allah’ın lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır. 24. Bunlar hiç Kur’an’ı düşünmüyorlar mı, yoksa gönülleri mi kilitli? 25. Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, (bu işe) Şeytan sürüklemiş ve onlara ümit vermiştir. Bu, Allah’ın indirdiğini beğenmeyen kimselerin: “Biz size bazı işlerde itaat edeceğiz” demelerindendir. Allah onların gizlediklerini bilmektedir. 27. Melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nice olur? 28. Bu, Allah’ı öfkelendiren şeye uymaları ve O’nun râzı olduğundan hoşlanmamalarından ötürüdür. Allah da onların işlerini boşa çıkarmıştır. 29. Yoksa, gönüllerinde hastalık olanlar, Allah’ın onların kinlerini dışarı vurmayacağını mı sandılar? 30. Eğer dileseydik, Biz onları sana gösterirdik; sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları konuşma tonlarından da tanırsın; Allah işlediklerinizi bilir. 31. İçinizden cihad edenleri ve dayananları öğrenmek ve durumunuzu ortaya koymak için sizi deneyeceğiz. 32. Şüphesiz, inkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Elçi’ye karşı gelenler Allah’a hiç bir zarar veremezler. Allah, onların işlerini boşa Çıkaracaktır.

59/11. (Ey Muhammed!) Münafıkların, Kitab Ehli’nden inkarcı kardeşlerine: “Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız, and olsun ki, biz de sizinle beraber çıkarız; sizin hakkınızda asla kimseye uymayız; eğer sizinle savaşan olursa, mutlaka size yardım ederiz” demelerine ne dersin? Allah onların yalancı olduklarına şahittir. 12. Onlar çıkarılacak olsalar, kesinlikle onlarla beraber çıkmazlar; onlarla savaşan olsa, kesinlikle onlara yardım etmezler; onlara yardıma gitseler bile, geri dönüp kaçarlar, sonra yardım da görmezler. 13. (Ey İnananlar!) Onların yüreklerine korku salan, Allah’tan çok sizlersiniz; çünkü onlar anlamayan kimselerdir. 14. Onlar sizinle toplu olarak, ancak surla çevrilmiş kasabalar içinde veya duvarlar arkasından savaşabilirler. Çünkü kendi aralarındaki çekişmeleri ciddidir; sen onları birlik sanırsın, oysa kalbleri darmadağınıktır. Bu, akletmeyen bir topluluk olmalarındandır. 15. (Vahudiler) tıpkı, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmiş olanlar gibidirler. Onlara can yakıcı bir azap vardır. 16. (ikiyüzlüler de) tıpkı insana: “İnkar et!” deyip, o inkar edince de: “Ben senden uzağım; alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” diyen Şeytan gibidirler. 17. Her ikisinin de sonu, içinde temelli kalacakları ateş olacaktır. Haksızlık edenlerin cezası budur.

24147. (İkiyüzlüler:) “Allah’a ve Peygamber’e inandık” derler; sonra da bazıları yüz çevirir. İşte bunlar inanmış değillerdir. 48. Aralarında hüküm vermek üzere Allah’a ve Elçisi’ne çağırıldıkları zaman, bir grup hemen yüz çevirir. 49. Ama gerçek kendilerinden yana ise, boyunlarını bükerek gelirler. 50. Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphe içerisinde midirler? Yâhut Allah’ın ve elçisinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; asıl zalimler onlardır.

24/53. (Ey Muhammed!) Sen emrettiğin takdirde (savaşa) çıkacaklarına dair bütün güçleriyle yemin ederler. De ki: “Yemin etmeyin; adam gibi itaat (edin). Allah yaptıklarınızdan haberdardır”. 54. De ki: “Allah’a itaat edin; Elçi’ye itaat edin!” Eğer yüz çevirirseniz o (Peygamber) kendisine yüklenenden, siz de kendinize yüklenenden sorumlusunuz. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Elçi’ye düşen, sadece apaçık bildirimde bulunmaktır.

63/1. (Ey Muhammed!) İkiyüzlüler sana gelince: “Senin Allah’ın Elçisi olduğuna tanıklık ederiz” derler. Allah, senin, kendisinin elçisi olduğunu bilmektedir; Allah ikiyüzlülerin yalan söylediklerine de tanıklık etmektedir. 2. Onlar (ikiyüzlüler) yeminlerini kalkan edinerek (insanları) Allah’ın yolundan alıkorlar; işledikleri işler gerçekten ne kötüdür. 3. Bu, önce inanıp sonra inkâr etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar. 4. Onlara baktığın zaman kalıpları hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı yığılmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin! Allah canlarını alsın; nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar! 5. Onlara: “Gelin de Allah’ın Elçisi sizin için bağışlanma dilesin” dendiği zaman, başlarını çevirirler. Büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün. 6. Onlar için bağışlanma dilesen de, dilemesen de birdir; Allah onları bağışlamayacaktır. Allah yoldan çıkmış toplumu doğru yola eriştirmez. 7. Bunlar: “Allah’ın Elçisi’nin yanında bulunanlar için bir şey sarfetmeyin de, dağılıp gitsinler” diyen kimselerdir. Oysa göklerin ve yerin hâzineleri Allah’ındır, ama ikiyüzlüler (bunu) anlamamaktadırlar. 8. Onlar: “Eğer bu savaşdan Medine’ye dönersek, andolsun ki, üstün olan düşkün olanı oradan çıkaracaktır” diyorlardı. Oysa, üstünlük Allah’ın, Elçisi’nin ve inananlarındır. Ama ikiyüzlüler (bunu) bilmezler.

58/8. (Ey Muhammed!) Gizli konuşmak kendilerine yasaklanan, sonra kendilerine yasaklanan şeyi yapmaya kalkışarak, günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygamber’e karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanlara ne dersin? Sana geldiklerinde, seni Allah’ın selamlamadığı bir şekilde selamlarlar; içlerinden: “Bu, söylediklerimizden ötürü Allah’ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?” derler. Cehennem onlara yeter. Orada yanacaklar; ne kötü dönüştür!

58/14. (Ey Muhammed!) Allah’ın öfkelendiği bir milletle dostluk kuranlara ne dersin? Onlar ne sîzdendirler, ne de onlardan. Bile bile, yalan yere yemin etmektedirler. 15. Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Onların işledikleri şey ne kötüdür! 16. Onlar (ikiyüzlüler) yeminlerini kalkan edinerek, (insanları) Allah’ın yolundan alıkorlar; onlara alçaltıcı bir azap vardır. 17. Malları ve çocukları, onlara Allah katında bir fayda sağlamaz. Onlar ateşliklerdir, orada temelli kalacakladır. 18. Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi O’na da yemin ederler. Kendilerinin bir esasa dayandıklarını sanarlar. Dikkat edin, onlar gerçekten yalancıdırlar. 19. Şeytan, onların başlarına dikilip Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar Şey-tan’m yandaşlarıdır. İyi bilin ki, Şeytan’ın yandaşları ziyandadırlar. 20. Allah’a ve Elçisi’ne karşı gelenler; işte onlar, alçakların arasındadırlar. 21. Allah: “Andolsun ki, Ben ve elçilerim üstün geleceğiz” diye yazmıştır. Allah güçlüdür, üstündür.

9/53. De ki: “(İyilik için) Gönüllü de verseniz, gönülsüz de verseniz sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkmış bir topluluksunuz”. 54. Onların (iyilik için) verdiklerinin kabul olmasına engel olan, Allah’ı ve Elçisi’ni inkâr etmeleri, namaza üşenerek gelmeleri ve istemeyerek vermeleridir. 55. Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla onlara dünya hayatında azap etmeyi ve inkârcı olarak can vermelerini ister. 56. Kesinlikle sizden olduklarına dair Allah’a yemin ediyorlar. Oysa onlar sizden değillerdir, onlar sadece korkak bir toplumdur. 57. Bir sığınak, kovuk veya girecek bir delik bulsalar, koşarak oraya yönelirler. 58. Onlar arasında sadakalar hakkında sana dil uzatanlar vardır. Zekattan kendilerine de verilirse hoşnut olurlar, ama onlara bir şey verilmezse, hemen kızıverirler. 59. Keşke Allah’ın ve Elçisi’nin kendilerine verdiklerine razı olsa ve: “Allah bize yeter; Allah ve Elçisi Allah’ın bolluğundan bize verecektir. Biz Allah’a ulaşmayı isteyen kimseleriz” deselerdi…

9/61. Onların (ikiyüzlülerin) içinde: “O herşeye kulak kesiliyor” diyerek Peygamberi incitenler vardır. De ki: “O, Allah’a inanan, İnananlara güven veren ve içinizden inanan kimselere rahmet olan sizin iyiliğinize bir kulaktır”. Allah’ın Elçisi’ni incitenlere can yakıcı bir azap vardır. 62. Sizi hoşnut etmek için Allah’a yemin ederler. Eğer inanıyorlarsa, Allah’ı le Elçîsi’ni hoşnut etmeleri daha uygundur. 63. Bilmezler mi ki, kim Allah’a ve elçisi’ne karşı koymaya kalkışırsa, ona, ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu, büyük rezilliktir. 64. İkiyüzlüler, Kendilerine gönüllerinde olanı haber verecek bir surenin ineceğinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin bakalım; Allah, çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır”. 65. Onlara sorsan, derler ki: “Biz ancak lafa dalarak eğleniyorduk”. De ki: “Allah’la, âyetleriyle ve Elçisi’yle mi alay ediyordunuz?” 66. Özür dilemeyin; şüphesiz, inandıktan sonra inkâr ettiniz. İçinizden bir grubu affetsek bile, bir gruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz. 67. İkiyüzlü erkekler ve ikiyüzlü kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emreder, iyiliğe engel olurlar; ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular, Allah da onları unuttu. Bu ikiyüzlüler yoldan çıkmışlardır. 68. Allah, ikiyüzlü erkeklere, ikiyüzlü kadınlara ve inkârcılara, içinde ebedî kalacakları cehennem ateşini söz vermiştir. Cehennem onlara yeter, Allah onlara lânet etsin. Onlara sürekli bir azap vardır. 69. (Ey ikiyüzlüler!) Siz de, sizden daha kuvvetli, malları ve çocukları daha çok olan öncekiler gibisiniz. Onlar kendi paylarına düşenden yararlandılar. Onların kendi paylarına düşenden yararlandıkları gibi, siz de kendi payınıza düşenden yararlandınız ve onsların daldıkları gibi siz de (kötülüklere) daldınız. Bunlar, dünyada da, ahirette de işleri boşa çıkacak olanlardır. İşte onlar kaybetmişlerdir. 70. Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ve altüst olmuş şehirlerin halkının haberi gelmedi mi? Elçileri onlara açık belgeler getirmişlerdi. Allah onlara haksızlık etmiyordu, fakat onlar kendilerine yazık ediyorlardı.

9/73. Ey Peygamber! İnkârcılarla ve ikiyüzlülerle savaş. Onlara karş, katı davran Varacakları yer cehennemdir. Ne kötü gidiş yeridir. 74. Her ne kadar şimdi “Söylemedik” diye Allah’a yemin ediyorlarsa da, onlar küfür sözünü söylemiş, Müslüman olduktan sonra inkar etmiş, başaramayacakları bir şeye girişmiş ve (başka şey yüzünden değil) yalnızca Allah ve Elçisi, Allah’ın bolluğundan onları zengin etti diye, öç almaya kalkmışlardı. Eğer tövbe ederlerse kendi iyiliklerine olur, ama yüz çevirecek olurlarsa, Allah dünyada ve ahirette onlara can yakıcı bir azapla azap eder. Yeryüzünde ne bir himayecileri, ne de bir yardımcıları vardır. 75. Onlardan kimi: “Allah bol nimetinden bize verirse, andolsun, sadaka dağıtacağız ve iyi insanlardan olacağız” diye Allah’a ant vermişti. 76. Ama Allah onlara bolluğundan verdiğinde, onlar cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler. Zaten onlar dönektirler. 77. Allah’a verdikleri sözden caydıkları ve yalancı oldukları için, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar Allah onların kalplerine ikiyüzlülük soktu. 78. (İkiyüzlüler) Allah’ın, onların sırlarını ve gizli görüşmelerini bildiğini ve Allah’ın bütün gizlilikleri çok iyi bildiğini bilmiyorlar mı? 79. Sadaka konusunda gönülden davranan mü’minlere ve ancak güçleri kadar bulanlara dil uzatan ve onlarla alay eden kimseler var ya, Allah onlarla alay etmiştir. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. 80. İkiyüzlülerin bağışlanmasını ister dile, ister dileme; onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen de, Allah onları bağışlamayacaktır. Bu, Allah’ı ve elçisini inkâr etmelerinden ötürüdür. Allah yoldan çıkan topluluğu doğru yola getirmez. 81. Allah’ın Elçisi’ne karşı çıkarak geri kalanlar, oturup kalmakla memnun oldular; Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi. “Sıcakta yola çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha sıcaktır”. Keşke anlasalardı. 82. Kazanmış olduklarına karşılık, az gülsünler, çok ağlasınlar. 83. Eğer, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür ve onlar, savaşa çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Benimle asla çıkmayacaksınız, yanımda hiç bir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü, siz baştan oturup kalmaya razı oldunuz. Simdi de geri kalanlarla beraber oturun.” 34. Onlardan (münafıklardan) ölenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Zira onlar Allah’ı ve elçisini inkâr ettiler ve yoldan çıkmış olarak öldüler. 85. Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla onlara dünyada azap etmeyi ve inkârcı olarak can vermelerini ister. 86. “Allah’a inanın; Elçisiyle birlikte mücadele edin!” diyen bir sure indirdiğimizde, içlerinden servet sahibi olanlar “Bizi bırak da, savaşa katılmayanlarla birlikte oturalım” diyerek senden izin istediler. 87. Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular; onların kalpleri mühürlenmiştir, artık anlamazlar.

9/97. Bedeviler inkâr ve ikiyüzlülükte daha ileri; Allah’ın, Elçisi’ne indirdiğinin sınırlarını bilmemeye daha uygundurlar. Allah bilgindir, bilgedir. 98. Bedeviler arasında, sadaka vermeyi angarya sayanlar ve başınıza belalar dolanmasını gözetenler vardır. Kötü belâlar onların başına dolansın. Allah işitir, bilir. 99. Bedeviler arasında, Allah’a ve ahiret gününe inanan ve verdiğini Allah katında yakınlık ve Elçi’nin dualarını elde etmeye vesile sayanlar da vardır. Bilin ki, o verdikleri onlar için, Allah’a yakın olma sebebidir. Allah, onları rahmetinin içine alacaktır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

9/101. Çevrenizdeki Bedeviler içinde ikiyüzlüler, Medineliler İçinde de ikiyüzlülüğe soyunanlar vardır. Sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onları iki defa azaba uğratacağız. Sonra da büyük a-zaba götürülürler.

9/106. Diğerlerinin ise işleri Allah’ın buyruğuna kalmıştır. Allah ya onlara azap eder, ya da tövbelerini kabul eder. Allah bilgindir, bilgedir. 107. Zarar vermek, inkar etmek, inananların arasını açmak, Allah’a ve Elçisi’ne karşı savaşacak olanlara gözcülük yapmak üzere bir mescit kurup: “Biz sadece iyilik yapmak istedik” diye yemin edenlerin yalancı olduklarına Allah tanıklık eder. 108. (Ey Muhammed!) O mescitte asla bulunma! Daha ilk gününden beri, Allah’a saygı üzerine kurulan mescitte bulunman daha çok yaraşır. Orada arınmayı seven insanlar vardır. Allah da arınmak isteyenleri sever.463 109. Yapısını, Allah’a saygı ve onun hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi daha iyidir; yoksa, yapısını, düşecek bir yarın kıyısına kurup da onunla cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah haksızlık yapan topluluğu doğru yola iletmez. 110. Yaptıkları bu yapı, kalpleri paralanana kadar, gönüllerinde bir şüphe olarak kalacaktır. Allah bilgindir, bilgedir.

9/120. Ne Medine halkının, ne de onların çevresinde bulunan Bedevilerin, Allah’ın Elçisi’nden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeleri yakışık alır. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları susuzluk, yorgunluk, açlık, kafirleri öfkelendirecek bir yeri ele geçirmeleri ve düşmana karşı bir başarı kazanmalarının her biri için kendilerine iyi bir amel yazılır. Allah iyi davrananların karşılıklarını zayi etmez. 121. Küçük, büyük her harcamaları ve her vadiyi geçmeleri onlar için yazılır ki, Allah onları yaptıklarının en güzeliyle ödüllendirsin.

9/124. Ne zaman bir sûre indirilse, onlardan kimi: “Bu hanginizin imanını artırdı?” der. İnananlara gelince, bu onların imanını artırır ve onlar (bununla) sevinirler. 125. Kalplerinde hastalık bulunanlara gelince, bu onların pisliklerine pislik katar ve onlar inkârcı olarak ölürler. 126. Onlar yılda bir iki defa (sıkıntıyla) denendiklerini görmüyorlar mı ki, ne tövbe ediyorlar, ne de öğüt alıyorlar? 127. Bir sûre indiği zaman: “Hiç kimse sizi görüyor mu?” diye birbirlerine bakarlar, sonra dönüp giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından, Allah onların kalplerini çevirmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz