Kıblenin değişmesi kısaca

İslâm’ın ilk yıllarında namaz, Beyt-i Makdis’e (Kudüs’e) doğru kılınıyordu. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (sav) kıblenin Kâbe‘ye çevrilmesini içten arzu ediyordu. Çünkü Kâ’be, atası Hz İbrahim’in kıblesiydi. Hicretten 16-17 ay kadar sonra, Şaban ayının 15. günü Peygamberimiz (sav) Medine’de Selemeoğulları Yurdunda öğle namazı kıldırırken, ikinci rekâtın sonunda, kıblenin değiştirildiğini bildiren Bakara suresi 144. âyet nazil oldu.

Ey Muhammed! Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Ey Müslümanlar! Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir. (Bakara 144)

Hz Peygamber yönünü hemen Kudüs’ten Mescid-i Haram’a çevirdi. Cemaat da saflarıyla birlikte döndüler. Kudüs’e doğru başlanılan namazın son iki rekâtı, Kâ’be’ye yinelenerek tamamlandı. Bu yüzden Selemeoğulları Mescidine “Mescid-i Kıbleteyn” (İki kıbleli mescid) denilmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz