Cehennem ve Cehennemlikler ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Cehennem ve Cehennemlikler ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Cehennem ve Cehennemlikler ile ilgili ayetler.

73/11. Varlık sahibi olup da, seni yalanlayanları Bana bırak; onlara biraz mühlet ver. 12-13. Katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazdan geçmez bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

74/26. İşte bu adamı yakıcı bir ateşe yaslayacağım. 27. Yakıcı ateşin ne ol duğunu sen nerden bilirsin? 28. O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer. 29. İnsanın derisini kavurur. 30. (Cehennemin) başında ondokuz (bekçi) vardır. 31. Cehennemin bekçilerini yalnız meleklerden yaptık. Onların sayılarıyla, ancak inkar edenlerin denenmesini, kendilerine Kitab verilenlerin kesin bilgi edinmesini ve inananların da imanlarının artmasını sağladık. Kendilerine Kitab verilenler ve inananlar şüpheye düşmesinler. Kalble-rinde hastalık bulunanlar ve inkarcılar: “Allah bu misalle neyi murad etti?” desinler. İşte Allah, böylece, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu, insanoğluna bir öğütten ibarettir. 32-37. Hayır, hayır; öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, insanoğlu için, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimse için, bir uyarıcı olarak bu cehennem büyük olaylardan biridir.

87/12. O, en büyük ateşe yaşlanacaktır. 13. Sonra onun içinde ne ölecektir, ne de dirilecektir.

89/25. O gün hiç kimse, Allahın azap ettiği gibi azap edemez. 26. Hiç kimse Onun vuracağı bağı vuramaz.

101/8-9. Tartıları hafif gelen ise, onun yeri bir çukurdur. 10. Nedir o (çukur) sen bilir misin? 11.0, kızgın bir ateştir.

50/30. Biz o gün cehenneme: “Doldun mu?” deriz, o: “Daha var mı?” der.

90/19. Ayetlerimizi inkâr edenler, işte onlar, amel defterleri sollarından verilenlerdir. 20. Onların üzeri ateşle kapatılacaktır.

38/55. Bu böyle; azgınlara kötü bir gelecek vardır. 56. Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır! 57. İşte bu kaynar su ve İrindir; artık onu tatsınlar. 58. Bunlara benzer daha başkaları da vardır. 59. (Azgınlara:) “İşte bu topluluk sizinle beraber gerçeğe karşı direnenlerdir. Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir” (denir). 60. Onlar ise: “Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sîzsiniz; (bu) ne kötü bir duraktır!” derler. 61. “Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır” derler. 62-63. Bun> lar yine: “Kendilerini dünyada iken, kötü saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz? Onları alaya alırdık; yoksa şimdi göze görünmez mi oldular?” derler. 64. İşte bu gerçektir; cehennemlikler bu şekilde tartışacaklardır.

7/41. Onlara cehennemden bir döşek ve üstlerine de örtüler vardır. Zalimleri böyle cezalandırırız.

7/50-51. Ateşlikler cennetliklere: “Bize biraz su veya Allah’ın size verdiği rı-zıktan gönderin” diye seslenirler. Cennetlikler: “Allah, dinlerini oyun ve eğlenceye alan, dünya hayatı kendilerini aldatmış olan inkarcılara her ikisini de haram kılmıştır” derler. Onların bugünle karşılaşmayı unuttukları ve ayetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi, bugün de Biz onları unuturuz.

36/59-64. Allah: “Ey suçlular! Bugün ayrılın bakayım. Ey Ademoğulları! Ben size: ‘Şeytan’a kul olmayın; o size apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin; bu doğru yoldur’ diye bildirmedim mi? Andolsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı. Siz bunu düşünememiş miydiniz? İşte bu, size söz verilen cehennemdir. Bugün inkârcılığınıza karşılık oraya girin” der.

25/11. Hayır, onlar kıyameti de yalanladılar. Kıyameti yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlanmıştır. 12. Bu ateş, onlara uzak bir yerden görününce onlar onun djpMoarnasım ve uğultusunu işitirler. 13. Elleri boyunlarına bağlanarak Onun dar bir yerine atıldıkları zaman, orada yok olmak Ln yalvarırlar. 14. Bir kere yok olmayı değil, binbir defa yok olmayı isteyin! 15. De Ki: “Bu mu iyidir, yoksa (Allah’a karşı) saygılı olanlara ödül ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedî cennet mi?”

25/34. Cehenneme yüzükoyun toplanacak olanlar, işte onların yerleri en kötü, yolları da en saptırıcıdır.

35/36. İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki, ölsünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkârcıyı böyle cezalandırınz. 37. Onlar orada: “Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim” diye bağırışırlar. O zaman onlara: “Sizi, öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre yaşat-madık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadın; zâlimlerin yardımcısı yoktur’’ deriz.

56/41. Defterleri soldan verilenler; ne yazık onlara! 42-44. Bunlar, içlerine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar. 45-46. Çünkü onlar, bundan önce, dünyada varlık içinde şımarırlar ve büyük günah işlemekte direnip dururlardı. 47-48. Bunlar şöyle derlerdi: “Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, biz tekrar diriltileceğiz? Önceden gelip geçmiş babalarımız da mı?” 49-50. (Ey Muhammed!) De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir zamanın belirli bir anında toplanacaklardır”. 51. Sonra siz; ey sapıklar, yalanlayanlar! 52. Zakkum ağacından yiyeceksiniz. 53. Karınlarınızı onunla dolduracaksınız. 54. O-nun üzerine kaynar su içeceksiniz. 55. Hem de, susamış develerin suya saldırdığı gibi içeceksiniz. 56. İşte onlara, ceza günü sunulacak konukluk budur.

56/92-93. Eğer sapıtmış yalanlayanlardan ise, ona kaynar sudan ziyafet sunulur. 94. Ve cehenneme yaslatılır. 95. İşte kesin gerçek budur.

26/94-95. Onlar (putlar), azgınlar ve İblis’in adamları, hepsi tepetaklak oraya atılırlar. 96-102. Orada putlarıyla çekişerek: “Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik, çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da, inananlardan olsak” derler. 103. Bunda şüphesiz bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır. 104. Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.

17/97. Allah kimi doğru yola koymuşsa, o yolundadır. Kimleri de şaşırtmışsa, onlara artık Allah’dan başka himayeciler bulamazsın. Onları kıyamet günü yüzleri üstüne, körler, dilsizler ve sağırlar olarak toplayacağız. Yurtları cehennemdir. (Onun ateşi) sönmeye yüz tuttukça biz onları tutuşturarak alevini arttırırız. 98. İşte onların bu cezası, ayetlerimizi inkar etmiş olmalarından ve: “Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman mı yeniden yaratılacağız?” demelerindendir.

11/106. Bedbaht olanlar, ateştedirler; orada ah edip inlerler. 107. Rabbinin dilemesi dışında, gökler ve yer durdukça orada temelli kalırlar. Doğrusu, Rabbin her istediğini yapar.

15/41-43. (Allah İblis’e) buyurdu: “Üzerime aldığım doğru yol şudur: Kullarımın üzerine senin bir gücün yoktur; ancak sana uyacak azgınlar hariç. Onların hepsinin toplanacağı yer cehennemdir”. 44. Onun yedi kapısı olup her bir kapıda onların girecekleri ayrı bir bölüm vardır.

37/62. Konukluk olarak bu mu iyidir, yoksa Zakkum ağacı mı? 63. Biz o ağacı, haksızlık yapanlar için bir sınama yaptık. 64. O, cehennemin dibinde yetişen bir ağaçtır. 65. Tomurcukları şeytanların başları gibidir. 66. İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar. 67. Sonra bunun üzerine, kaynar su katılmış içkileri vardır. 68. Sonra dönecekleri yer yine cehennemdir.

34/38. Ayetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlar ise, işte onlar, azap içinde bırakılırlar.

34/5. Ayetlerimiz konusunda Bizi âciz bırakmaya yeltenenlere de, iğrenç ve can yakıcı azap vardır.

39/16. Onlara üstlerinden de, altlarından da kat kat ateş vardır. Allah kullarını bununla korkutur. Ey Kullarım! Bana saygılı olun.

39/60. Allah’a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü yüzlerinin simsiyah olduğunu görürsün. Böbürlenenler için cehenmemde bir durak olmasın mı?

39/71. İnkâr edenler, bölük bölük cehenneme sürülürler. Oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılır; bekçileri onlara: “Size içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden elçiler gelmemiş miydi?” derler. “Evet, gelmişti” derler. Lâkin azap sözü inkârcıların aleyhine gerçekleşir. 72. Onlara: ‘Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür” denir.

40/47. Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara: “Biz size uymuştuk; şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?” derler. 48. Büyüklük taslayanlar: “Doğrusu, hepimiz onun içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiştir” derler. 49. Ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine: “Rabbinize yalvarın da, hiç değilse bir gün azabımızı hafifletsin” derler. 50. Bekçiler: “Size belgelerle elçileriniz gelmemiş miydi?” derler. Onlar da: “Evet gelmişti” derler. Bekçiler: “O hâlde kendiniz yalvarın” derler, inkârcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.

40/71-72. Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürüklenirler, sonra ateşte yakılırlar. 73-74. Sonra onlara: “Allah’ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?” denir. “Bizden uzaklaştılar; hayır, biz zâten önceleri hiç bir şeye kulluk etmiyorduk” derler. İşte Allah inkarcıları böyle şaşkına çevirir. 75-76. Onlara: “İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin” denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!

41/19. Allah’ın düşmanları o gün cehenneme sürülürler. Hepsi bir araya toplanır.

41/29. İnkâr edenler: “Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan, bizi saptıranları göster; onları ayaklarımızın altına alalım da altta kalanlardan olsunlar” derler.

42/44. Allah kimi saptırırsa, artık onun bundan sonra bir sahip çıkanı olmaz. Azabı gördüklerinde, zalimlerin: “Dönecek bir yol yok mudur?” dediklerini görürsün. 45. Aşağılıktan başları öne eğilmiş olarak, ateşe sunulurlarken, göz ucuyla gizli gizli baktıklarını görürsün. İnananlar: “Ziyanda olanlar, kıyamet günü kendilerini de, ailelerini de zararda bırakanlardır” derler. İyi bilin ki, zalimler sürekli bir azap içindedirler. 46. Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek himayecileri de yoktur. Allah’ın saptırdığı kimsenin çıkar yolu olmaz.

43/74. Suçlular, temelli kalacakları cehennemin azabı içindedirler. 75. Azaba hiç ara verilmez, onlar orada tamamen umutsuzdurlar. 76. Biz onlara zulmetmedik, ama onlar kendileri zalim kimselerdi. 77. Cehennemde şöyle seslenirler: “Ey Nöbetçi! Rabbin hiç değilse canımızı alsın”. Nöbetçi: “Siz böyle kalacaksınız” der. 78. Andolsun ki, size gerçeği getirdik; fakat gerçek çoğunuzun hoşuna gitmiyor.

44/43-46 Doğrusu günahkârların yiyeceği Zakkum ağacıdır; karınlarında suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş mâden gibidir. 47-50. “Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına, -azab olarak- kaynar su dokün denir. Sonra ona: Tat bakalım; hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin, işte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir” denir.

46/20. İnkar edenler, ateşe sunuldukları gün onlara: “Dünyadaki hayatınızda sizin için güzel olan herşeyi harcadınız, onların zevkini sürdünüz; ama bu gün, yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızın ve yoldan çıkmanızın karşılığında alçaltıcı bir azap göreceksiniz” denir.

51/12. İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar. 13. O, ateşte azap görecekleri gündür. 14. Onlara: “Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi” denir.

88/1. Herşeyi kaplayacak olayın haberi sana gelmedi mi? 2. O gün suçluların yüzleri zillete bürünmüştür. 3. Zor işler altında bitkin düşmüşlerdir. 4. Yakıcı ateşe yaslanırlar. 5. Kızgın bir kaynaktan içirilirler. 6-7. Semirtmeyen, açlığı gidermeyen, kötü kokulu bir dikenden
başka yiyecekleri yoktur.

18/100-101. Gözleri Benim öğüdüme karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir gösteririz ki!

18/29. De ki: “Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Haksızlık yapanlara, duvarları çepeçevre, onları içine alacak bir ateş hazırlanmışızdır. Onlar yardım isterlerse, kendilerine yüzlerini kavuran erimiş maden gibi bir su verilir. Bu ne kötü bir içecek ve ne kötü bir yardımdır!

18/53. Suçlular ateşi görürler ve oraya düşeceklerini anlarlar. Ancak, ondan kaçacak yer bulamazlar.

16/88. İnkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlara, yaptıkları bozgunculuğa karşılık azap üstüne azap veririz.

14/16. Onun (dünyadaki perişanlık) ardında da cehennem vardır. Orada kendisine irinli sudan içirilir. 17. Onu yudumlamaya uğraşır, ama boğazından geçiremez. Her taraftan ölüm ona gelecek, fakat ölemeyecektir. Arkasından, çetin bir azap vardır.

21/100. Orada onlara inleme vardır; orada bir şey de işitemezler.

21/39. İnkâr edenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları ve yardım da göremeyecekleri zamanı keşke bilseler. 40. Ama o ansızın gelecek ve onları şaşırtacaktır. Artık ne onu geri çevirebilecekler, ne de kendilerine süre verilecektir.

32/20. Yoldan çıkanlar var ya, işte onların varacağı yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler. Onlara: “Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın” denir.

52/13-16. Cehennem ateşine itilip kakıldıkları gün onlara: “İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur. Bu bir büyü müdür, yoksa hâlâ görmüyor musunuz? Yaslanın ateşe, dayansanız da dayanmasanız da artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığıyla cezalanıyorsunuz” denir.

67/6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü bir gidiş yeridir! 7. Oraya atıldıkları zaman, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. 8. Neredeyse, cehennem öfkesinden paralanacak! Her bir topluluğun ona atılmasında, bekçileri onlara: “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. 9. Onlar: “Evet; bize bir uyarıcı gelmişti, fakat biz yalanlamış ve: ‘Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik” derler. 10. “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, çılgın alevli cehennemin halkı içinde olmazdık” derler. 11. Böylece, günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemdekiler yok olsunlar!

69/30-37. (Şöyle buyurulur:) “Onu a!ın, bağlayın; sonra cehenneme yaslayın; sonra onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun; çünkü o, yüce Allah’a inanmazdı, yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi. Bu sebeple burada bugün o-nun bir acıyanı yoktur; günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur’’.

70/15-18. Hayır, orada yüz çevirip geri döneni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran alevli ateş vardır.

78/21-22. Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır. 23. Orada çağlarboyu kalacaklardır. 24-26. Orada serinlik ortamı bulamayacaklar, işlediklerine uygun olarak, ya kaynar veya pek soğuk içecek dışında bir içecek tadamayacaklardır. 27. Çünkü onlar hesaba çekileceklerini ummazlardı. 28. Ayetlerimizi yalanladıkça yalanlarlardı. 29. Biz de herşeyi yazıp saymışızdır. 30. Şöyle deriz: “Artık tadınız, bundan böyle size azabtan başka bir şey artırmayız”.

79/35-36. Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir. 37-39. işte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.

82/14. Allah’ın buyruğundan çıkanlar cehennemdedirler. 15. Hesaplaşma günü oraya girerler. 16. Oradan bir daha ayrılmazlar.

30/16. inkâr eden ve âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, işte onlar azâb içinde bırakılırlar.

83/15. Hayır; onlar o gün Rablerinden perdelenmiş olacaklardır. 16. Sonra onlar, şüphesiz cehenneme gireceklerdir. 17. Sonra da: “Yalanlayıp durduğunuz işte budur” denecektir.

3/131. inkâr edenlere hazırlanmış ateşten korunun.

33/64-66. Allah inkarcılara lânet etmiş ve onlar için, sonsuz olarak temelli kalacakları, çılgın alevli cehennemi hazırlamıştır. Onlar bir dost ve yardımcı bulamazlar. Yüzleri ateşte çevrildiği gün: “Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke El-çi’ye itaat etseydik” derler. 67-68. “Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırmışlar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat” derler.

4/56. Doğrusu, âyetlerimizi inkâr edenleri bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatmaları için onları, başka derilerle değiştireceğiz. Doğrusu Allah
yücedir, bilgedir.

57/12. O gün mü’min erkek ve mümin Kadınlar görürsün; ışıkları onlerinde ve sağlarında gider; (onlara:) “Müjde; bugün altlarından ırmaklar akan, içinde kalacağınız cennetler sîzindir!” (denir). İşte bu büyük kurtuluştur. 13. İkiyüzlü erkekler ve ikiyüzlü kadınlar, inananlara: “Bizi de gözetin, ışığınızdan faydalanalım” dedikleri gün, onlara: “Ardınıza dönün de ışık arayın” denir. İnananlarla ikiyüzlüler arasına, kapısı olan bir sur çekilir; iç tarafında rahmet, dışında azap vardır. 14. İki yüzlüler, inananlara: “Biz sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Onlar da: “Evet öyle, fakat
sizler Allah’ın buyruğu gelinceye kadar kendinizi aldatıyor, bize pusu kuruyordunuz. (Dinde) şüpheye düşmüştünüz, kuruntular sizi aldatmış ve aldatıcı (şeytan) da sizi Allah hakkında ayartmıştı” derler. 15. Bugün sizden ve inkar edenlerden fidye kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir. Oraya lâyıksınız, ne kötü bir gidiş yeridir.

55/41. Suçlular simalarından tanınırlar da, alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. 42. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 43. İşte suçluların yakalandıkları cehennem budur. 44. Onlar, cehennem ateşiyle kaynar su arasında dolaşır dururlar. 45. öyleyken, Rabbinizin nimetlerindenhangisini yalanlarsınız?

76/4. Doğrusu, inkârcılar için zincirler, demir halkalar ve çılgın alevli cehennem hazırladık.

22/19-21. İşte Rableri hakkında tartışmaya giren iki taraf: O’nu inkâr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir, başlarına da kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve deriler eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. 22. Orada uğradıkları kaygıdan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevirilirler: “Yakıcı azabı tadın” (denir).

22/51. Ayetlerimizi etkisiz kılmaya uğraşanlar, işte onlar cehennemliklerdir.

22/57. İnkar ederek âyetlerimizi yalanlayanlar; işte onlar için hor düşüren azap vardır.

66/6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, oldukça sert, şiddetli, Allah’ın buyruğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yapan melekler vardır. 7. “Ey inkâr edenler! Bugün özür dilemeyin, ancak işlediklerinizin karşılığını görmektesiniz” (denir).

64/10. İnkar edip, ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateşliklerdir; orada temellidirler. Ne kötü bir gidiş yeridir.

5/37. Onlar ateşten çıkmak isterler, ama oradan çıkamazlar. Onlara sürekli bir azap vardır.

9/35. O gün bunlar (biriktirdikleri altın ve gümüşler) cehennem ateşinde kızdırılır; alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanır. “Bunlar, kendiniz için biriktirdiklerinizdir. Hadi, biriktirmiş olduğunuzu tadın” (denir).

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz