Yahudiler ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Yahudiler ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen yahudiler ile ilgili ayetler.

35/32. Sonra bu Kitab’ı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere mîras bırakmışızdır -onlardan kimi kendine yazık eder, kimi orta davranır, kimi de Allah’ın izniyle iyiliklere koşar-. İşte bu büyük lütuftur.

10/68. “Allah çocuk edindi” dediler. Haşa, o muhtaç değildir, (çünkü) göklerde olanlar ve yerde olanlar O’nundur. Buna dair elinizde bir belgeniz yoktur. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz? 69. De ki: “Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa erişemezler”. 70. Dünyada (bir süre) geçindikten sonra dönüşleri Bizedir. İnkâr etmiş olmaları karşılığında, onlara çetin azabı tattıracağız.

42/14. Onlar yalnızca kendilierine ilim geldikten sonra aralarında (doğan) çekememezlikten dolayı ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin belirli bir süre için verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Onların ardından Kitab’a varis kılınanlar da, ondan kuşku verici bir şüphe içindedirler.

16/118. Yahudi olanlara, sana daha önce anlatmış olduklarımızı haram kılmıştık. Biz onlara haksızlık yapmadık, fakat onlar kendilerine yazık ettiler.

16/124. Cumartesi (yasağı), yalnızca onun hakkında ayrılığa düşenlere koyulmuştu. Rabbin, ayrılığa düştükleri hususta, kıyamet günü aralarında hükmedecektir.

2/111. “Yahudî veya Hıristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. De ki: “Doğru sözlü iseniz, delilinizi getirin”. 112. Hayır, iyi davranarak kendini Allah’a verenin ücreti Rabbi’nin katindadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de. 113. Yahudîler: “Hıristiyanlar’ın bir temeli yoktur” dediler. Hıristiyanlar da: “Yahudîler’in bir temeli yoktur” dediler. Oysa hepsi de Kitab’ı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onların konuştuğu gibi konuşur. Ancak Allah, anlaşamayıp durdukları şeylerde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

2/122. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve insanlardan fazla olarak size iyilikte bulunduğumu hatırlayın. 123. Kimsenin kimseye bir yararı dokunmayacağı, kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin yarar sağlamayacağı ve kimsenin yardım görmeyeceği günden korunun.

2/159. İndirdiğimiz açık belgeleri ve yol göstericiyi -onu Kitap’ta insanlara açıklamamızdan sonra- gizleyenlere hem Allah lanet eder, hem lanet edebilecekleri lanet eder.

2/174. Allah’ın Kitab’dan indirdiklerini gizleyen ve onu az bir bedel karşılığında satanlara gelince, işte onların yedikleri, karınlarında ancak ateş olur. Kıyamet günü Allah onlarla ne konuşur, ne de onları temize çıkarır. Can yakıcı azap onlaradır. 175. İşte bunlar, doğru yola karşılık sapıklığı ve bağışlanma yerine azabı satın alanlardır. Ateşe ne kadar da dayanıklıymışlar! 176. Bu böyledir, çünkü Allah Kitab’ı gerçek olarak indirmiştir. Kitap hakkında anlaşmazlığa düşenler ise, kuşkusuz, derin bir ayrılık içindedirler.

2/211. Israiloğulları’na bir sor: Onlara apaçık nice belgeler verdik. Allah’ın nimetini, kendisine geldikten sonra kim değiştirirse, şüphesiz Allah’ın onu cezalandırması çetin olur.

2/40. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi anın, sözleşmemi yerine getirin, Ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız Benden korkun. 41. Sizde olanı onaylayarak indirdiğim Kur’an’a inanın, onu ilk inkâr eden siz olmayın! Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Benden sakının. 42. Hakkı batılla karıştırmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin. 43. Namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a boyun eğenlerle beraber boyun eğin. 44. Siz, Kitab’ı okuyup dururken, kendinizi unutarak, insanlara mı iyilik yapmalarını emrediyorsunuz? Hiç düşünmez misiniz? 45-46. Sabrederek ve namazı kılarak Allah’tan yardım isteyin. Doğrusu, namaz, Rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini uman alçakgönüllülerden başkasına ağır gelir. 47. Ey israiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi diğer toplumlara tercih ettiğimi hatırlayın. 48. Kimsenin kimseye bir yararı dokunmayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve kimsenin yardım görmeyeceği günden korunun.

2/75. Bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir grup Allah’ın sözünü dinler, ona akılları yattıktan sonra da, onu bile bile tahrif ederlerdi. 76. İnananlarla karşılaştıkları zaman “İnandık” derler, birbirleri ile yalnız kaldıklarında ise: “Rabbinizin katında size karşı delil getirsinler diye mi Allah’ın size bildirdiğini onlara anlatıyorsunuz. Buna aklınız ermiyor mu?” derler. 77. Bunlar, gizlediklerini ve açığa vurduklarını Allah’ın bildiğini bilmiyorlar mı? 78. Onların birkısmı, bir takım kuruntular dışında Kitap bilmeyen ümmî kimselerdir; onlar sadece zannedip durmaktadırlar. 79. Elleriyle Kitab’ı yazıp, sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için: “Bu Allah katındandıK’ diyenlerin vay hâline! Ellerinin yazdıklarından dolayı onlara yazıklar olsun! Kazandıklarından dolayı onlara yazıklar olsun! 80. “Bir kaç sayılı günün dışında ateş bize değmeyecektir” derler. De ki: “Allah katından bir söz mü aldınız -(eğer öyleyse) Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsu-nuz?

2/94. De ki: “Eğer ahiret yurdu başka insanlara değil de, yalnız size özel ise ve (bunda) samimî iseniz, o hâlde ölümü dilesenize!” 95. Önceden işlediklerinden ötürü, bunu dilemeyeceklerdir. Allah zâlimleri bilir. 96. Andolsun, onları yaşamaya en düşkün insanlar -(Allah’a) ortak koşanlardan bile düşkün- bulursun. Her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa uzun ömürlü olması onu azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yaptıklarını görmektedir.

3/181. Andolsun ki, “Allah fakir biz zenginiz” diyenlerin sözünü Allah işitmiştir.120 Dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürdüklerini yazacağız ve: “Yakıcı azabı tadın!” diyeceğiz. 182. Bu, ellerinizle sunduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullara kesinlikle haksızlık etmez. 183. Onlar: “Ateşin yiyeceği bir kurbanı getirmediği sürece hiç bir elçiye inanmamamız konusunda Allah bize ahid verdi” dediler. Sen de de ki: “Benden önce elçiler size açık belgeleri ve bu dediğiniz şeyi getirmişti. Doğru sözlü idiyseniz, onları niçin öldürdünüz?” 184. Ey Muhammed! Eğer seni yalancı sayıyorlarsa, senden önce açık belgeler, sayfalar ve aydınlatıcı Kitap getiren elçiler de yalanlanmışlardı.

3/187. Allah, Kitap verilenlerden, “Onu gizlemeden mutlaka insanlara anlatacaksınız” diye kesin söz almıştı, ama onlar o Kitab’ı arkalarına attılar ve az bir paraya sattılar; satın aldıkları şey ne kötüdür. 188. Sanmayasın ki, yaptıklarına sevinenler ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenler azaptan kurtulacaklardır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır.
—–
3/19. Allah katında din İslâm’dır. Ne var ki, Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra sırf aralarındaki çekememezlikten ötürü anlaşmazlığa düştüler. Allah’ın âyetlerini kim inkâr ederse, (bilsin ki) Allah’ın hesaba çekmesi çabuk olur.

3/199. Kitaplılardan, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, -Allah’a saygıyla boyun bükerek- inanan ve Allah’ın ayetlerini az bir değere satmayanlar vardır, işte onların ödülleri Rablerinin katındadır. Allah hesabı çabuk görür.

3/21. Allah’ın ayetlerini inkâr edenlere, haksız yere peygamberleri öldürenlere ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenlere can yakıcı bir azabı bildir. 22. İşte, dünya ve ahirette işleri boşa çıkacak olanlar bunlardır. Onların bir yardımcıları da olmayacaktır. 23. Kitap’tan kendilerine bir pay verilmiş olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah’ın Kitabı’na çağrıldıklarında, onlardan bir kısmının yüz çevirerek dönüp gittiğini görmedin mi? 24. Bu, onların: “Ateş bize ancak sayılı birkaç gün değecektir” demelerindendir. Uydurup durdukları şeyler, onları dinlerinde yanıltmıştır. 25. Peki, şüphe götürmeyen günde kendilerini topladığımızda ve herkese kazandığı haksızlığa uğratılmaksızın ödendiğinde nasıl olacak?

3/75. Kitap Ehli arasında, bir yük altın emanet etsen onu sana ödeyecek olan da vardır; bir altın emanet bıraksan, tepesine dikilmedikçe onu sana ödemeyecek olan da vardır. Bu, onların “Kitapsızlara karşı üzerinize bir sorumluluk yoktur” demelerindendir. Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylüyorlar. 76. Hayır, kim ahdini yerine getirir ve Allah’tan sakınırsa, Allah sakınanları sever. 77. Allah’ın antlaşmasını ve yaptıkları yeminleri az bir değere satanlar, işte onların ahirette bir paylan olmayacaktır. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azap da onlaradır. 78. Kitaplılar’dan birtakımı, Kitap’ta olmadığı hâlde Ki-tap’tan olduğunu sanmanız için, dilleri ile Kitab’ı çarpıtırlar ve o Allah katından olmadığı hâlde “Bu Allah kalındandır” derler ve bilerek Allah’a karşı yalan söylerler.

4/153. Kitaplılar, gökten kendilerine bir kitap indirtmeni isterler. Andolsun, Musa’dan, bundan daha büyüğünü istemişlerdi de: “Allah’ı bize apaçık göster” demişlerdi. Haksızlıklarından dolayı onları yıldırım çarpmıştı. Daha sonra, açık belgeler kendilerine geldikten sonra, buzağıyı (tanrı olarak) benimsediler. Ama bunu da affettik ve Mûsa’ya apaçık bir belge verdik. 154. Kendilerinden kesin söz (almak) için Tûr’u üzerlerine yükselttik ve onlara: “Şu kapıdan secde ederek girin!” dedik, “Cumartesi yasağını çiğnemeyin!” dedik ve onlardan sağlam, kesin bir söz aldık. 155-158. (Bu, İsrailoğulları’nın) sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri, “Kalplerimiz perdelidir” demeleri -oysa ki, Allah onların kalplerini inkârlarından dolayı mühürlemiştir; bunun için pek az inanıyorlar-, bir de inkârları, Meryem’e büyük iftiraları ve: “Biz Allah’ın Elçisi Meryem’in oğlu İsa Mesîh’ öldürdük” demelerinden ötürüdür. Oysa, onu öldürmediler ve asmadılar, fakat kendileri öyle sandılar. Doğrusu, onlar anlaşmazlığa düştükleri şeyde şüphededirler. Bu hususta zanna uymaktan başka kesin bir bilgileri yoktur. Onu kesinkes öldürmüş değillerdi. Bilakis Allah onu kendisine yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir. 159. Kitaplılardan, hiç bir kimse yoktur ki, ölümünden önce (İsa’ya) inanmasın. Kıyamet günü o da onların aleyhine tanıklık edecektir. 160-161. Yahudi olanların, haksızlık yapmalarından, çoklarını Allah yolundan alıkoymalarından, kendilerine yasaklanmış olan fâizi almalarından ve insanların mallarını haksız olarak yemelerinden ötürü, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyler onlara haram kılındı. Onlardan inkâr edenlere can yakıcı bir azap hazırladık. 162. Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanıp, namazı kılan, zekatı veren, Allah’a ve ahiret gününe inanan mü’minler (var ya), işte bunlara büyük bir ödül vereceğiz.

4/44. Kendilerine Kitab’tan bir pay verilenlerin, sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yoldan sapmanızı istediklerini görmüyor musun? 45. Allah düşmanlarınızı daha iyi bilir. Himayeci olarak da Allah yeter; yardımcı olarak da Allah yeter. 46. Birtakım Yahudîler, sözleri yerlerinden kaydırarak, dillerini eğip bükerek ve dini çekiştirerek: “İşittik, ama karşıyız. Dinle, dinlemez olası; bize de kulak ver!” derler. Oysa, onlar: “işittik ve kabul ettik. Bizi dinler misin, bize de bakar mısın!” deselerdi, onlar için daha iyi ve daha doğru olurdu. Fakat, inkârları yüzünden Allah onları lânetlemiştir; onlardan pek azı inanır. 47. Ey Kitap verilenler! Birtakım yüzleri enselere çevirerek dümdüz yapmadan ve Cumartesi sahiplerini lânetlediğimiz gibi sizi de lânetlemeden önce, sizde olan Kitab’ı doğrulayıcı olarak indirdiğimiz Ku^an’a inanın, Allah’ın buyruğu daima yapılagelmiştir.

4/49. Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Oysa Allah istediğini temize çıkarır ve onlara kıl kadar haksızlık yapılmaz. 50. Bir bak, nasıl Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Bu, apaçık bir günah olarak (onlara) yeter. 51. Kendilerine Kitap’tan bir pay verilmiş olanların, puta ve Tağut’a inanıp inkâr edenler için: “Bunlar inananlardan daha doğru yoldadırlar” demelerine ne dersin? 52. İşte bunlara Allah lanet eder. Allah kime lanet ederse, ona bir yardımcı bulamazsın. 53. Yoksa, onların hükümranlıktan bir payı mı vardır? Öyle olsa insanlara, çekirdeğin çukuru kadar bile vermezler. 54. Yoksa Allah lütfundan kendilerine bahşettiği için bu insanları mı çekemiyorlar? Biz, İbrahim ailesine de Kitab’ı ve hikmeti vermiştik, onlara büyük bir hükümranlık vermiştik. 55. Onlardan kimi ona i-nanmış, kimi de ondan yüz çevirmişti. Artık çılgın bir alev olarak cehennem yeter.

57/16. İnananların, Allah’ı anmaya ve inen gerçeğe gönülden saygı duymalarının zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine Kitab verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçmiş ve yürekleri katılaşmıştı. Onların çoğu, yoldan çıkmış kimselerdi.

98/4. Kitab verilenler, ancak apaçık belgenin kendilerine gelmesinden sonra ayrılığa düştüler. 5. Oysa, onlar doğruya yönelerek ve dini yalnız O’na has kılarak Allah’a kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Bu ise, dosdoğru olan dindir.

62/6. (Ey Muhammed!) De ki: “Ey Yahudî olanlar! Bütün insanlar bir yana, (yalnız) sizin Allah’ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız ve bunda samimî iseniz, ölümü dilesenize!” 7. Yaptıklarından ötürü, ölümü asla dileyemezler. Allah haksızlık edenleri bilir. 8. De ki: “Kendisinden kaçtığınız ölüme mutlaka yakalanacaksınız; sonra görüleni de, görülmeyeni de bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size işlediklerinizi haber verecektir.

5/13. Verdikleri sözde durmamalarından dolayı onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar sözcükleri yerlerinden kaydırmakta ve kendilerine hatırlatılandan hisse almayı unutmuş bulunmaktadırlar. Pek azı dışında, onlardan hainlik görüp durursun. Onları geç ve aldırma. Allah iyi davrananları sever.

5/41. Ey Elçi! Kalpleri inanmamışken ağızlarıyla inandık diyenlerden ve yalana çok kulak veren, sana gelmeyen topluluğa kulak kesilen, kelimeleri yerlerinden kaydıran Yahudîler’den inkâra koşanlar seni üzmesin. “Size verilirse alın; verilmezse kaçının” derler. Allah kimin şaşırmasını dilerse, Allah’a karşı onun için bir şeye gücün yetmez. İşte onlar, Allah’ın gönüllerini arıtmak istemediği kimselerdir. Dünyada aşağılık onlaradır. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır. 42. Onlar yalana çok kulak verirler, hep haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen, sana bir zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Allah, âdil olanları sever. 43. Allah’ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken nasıl seni hakem yapar, sonra da ondan vazgeçerler? Bunlar inanıyor değiller. 44. İçinde rehberlik ve ışık olan Tevrat’ı Biz indirdik. Kendini (Allah’a) teslim etmiş Peygamberler, Hahamlar ve bilginler -Allah’ın Kitabı’nı korumakla görevlendirildikleri ve onun gözetleyicisi oldukları için- Yahudîler’e Tevrat’la hüküm verirlerdi. Artık insanlardan korkmayın, Benden korkun; âyetlerimi pek az bir değere satmayın! Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte onlar inkârcılardır. 45. Tevrat’ta onlara, cana karşı can, göze karşı göz, buruna karşı burun, kulağa karşı kulak, dişe karşı diş ve yaralara karşılık ödeşme yazdık. Kim onu bağışlarsa, kendi günahına örtü olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte onlar zalimlerdir.

5/64. Yahudîler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlandı ve lânetlendiler. Hayır, onun iki eli de açıktır, nasıl dilerse öyle verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Onların arasına, kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş ateşini körükleseler, Allah onu söndürür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Oysa Allah bozguncuları sevmez. 65. Kitaplılar inansalar ve Allah’a saygılı olsalardı, onların kötülüklerini silerdik ve onları nimet cennetlerine korduk. 66. Eğer onlar Tevrat’ı, Incil’i ve Rablerinden kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı üstlerinden ve ayaklarının altından yiyecek elde ederlerdi. İçlerinde orta yolu tutan bir ümmet vardı. Ama onların çoğunluğu öyle kötü işler yapıyorlardı ki!..

5/78. İsrailoğulları’ndan inkâr edenler, başkaldırmış ve (haddi) aşmış bulunmalarından dolayı Dâvud’un ve Meryem oğlu İsa’nın dilinde lânetlenmişlerdi. 79. Yaptıkları kötülükten geri durmuyorlardı. Ne kötü şey yapıyorlardı. 80. Onların çoğunun, inkâr edenleri gönülden dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin onlara önerdiği şeyler ne kötüdür. Allah onlara öfkelenmiştir. Azapta da onlar temelli kalacaklardır. 81. Eğer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene inanmış olsalardı, onları candan dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmıştır. 82. inananlara en acımasız düşmanlar olarak Yahudîler’i ve Allah’a ortak koşanları bulursun. İnsanların içinde inananlara en sevgili olanların da, “Biz Hristiyanız” diyenler olduğunu görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve papazlar vardır ve bunlar büyüklük taslamazlar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz