İyilik ve Doğruluk ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de İyilik ve Doğruluk ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen İyilik ve Doğruluk ile ilgili ayetler.

90/11. O, sarp geçidi aşmaya girişemedi. 12. O sarp geçidin ne olduğunu sen bilirmisin? 13-16. (O geçit) bir köle özgürleştirmek veya açlık gününde, yakınlığı olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır. 17. Sonra, inanıp birbirlerine dayanıklı olmayı öğütleyen ve birbirine merhametli olmayı salık verenlerden olmaktır. 18. işte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir.

25/70. Ancak tövbe eden, inanan ve yararlı iş işleyen kimselerin; işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve esirger.

35/10. Kim güç (ve şeref) isterse (bilsin ki), güç (ve şeref) tümüyle Allah’ındır. Güzel sözler O’na yükselir; o sözleri yararlı iş yükseltir. Kötülük yapmakta düzen kuranlar için çetin azap vardır. Bunların kurdukları düzenler de boşa çıkar.

11/112. (Ey Muhammed!) Sana emrolunduğu gibi dosdoğru ol. Sen ve seninle birlikte tövbe edenler, aşırı gitmeyin. Allah yaptıklarınızı görmektedir.

6/151-153. De ki: “Gelin, size Rabbinizin haram kıldığı şeyleri anlatayım. O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anababaya iyi davranın. Yoksulluktan korkarak çocuklarınızı öldürmeyin; -sizin ve onların rızkını Biz veriyoruz-. Kötülüğün gizlisine de, açığına da yanaşmayın. Allah’ın haram kıldığı cana -haksız yere- kıymayın. Düşünün diye Allah bunları size öğüt vermektedir. Erginlik çağına erişene kadar, en iyi şeklin dışında öksüzün malına yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirin —bir kimseye ancak gücünün yeteceği kadar yükümlülük veririz-. Akrabanız da olsa, konuştuğunuz zaman söylediğinizde adil olun. Allah’ın antlaşmasını yerine getirin. Allah bunları size, öğüt alıp düşünesiniz diye anlatmaktadır. Doğru olan bu yoluma uyun. Sizi Allah’ın yolundan ayrı düşürecek çeşitli yollara gitmeyin. Bu, saygılı olmanız için Allah’ın size öğütlediği şeylerdir.

31/13. Lokmân, oğluna öğüt vererek: “Ey oğulcuğum! Allah’a eş koşma! Doğrusu, şirk büyük zulümdür” demişti. 14. Biz insana, ana ve babasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak kamında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi ise iki yıl sürer. “Bana ve ana-babana şükret” diye ona öğütte bulunmuşuzdur. Dönüş Banadır. 15. (Ey insanoğlu!) Ana-baban seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Banadır. O zaman yaptıklarınızı size bildiririm. 16-19. Lokmân şöyle dedi: “Ey oğulcuğum! işlediğin şey bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde de bulunsa, Allah onu senin karşına getirir. Allah nüfuz edip, haber alandır. Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup kötülükten vazgeçir, başına gelene karşı dayanıklı ol. Bunlar, üzerinde durulmaya değer işlerdir, insanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez. Yürüyüşünde tabiî ol, sesini kıs! Seslerin en çirkini eşeklerin sesidir”.

42/36-38. Size verilmiş bulunan herhangi bir şey, sadece dünya hayatının menfaatidir; inanıp Rablerine güvenenler, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinenler, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler, namazı kılanlar işleri(ni) aralarında danışma ile (görenler), kendilerine verdiği rızıktan sarfedenler ve bir saldırıya uğradıklarında kazanmaya çalışanlar için Allah’ın katında bulunan daha iyive daha kalıcıdır.

46/13. “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da dosdoğru olanlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir. 14. İşte onlar cennetliklerdir. İşlediklerine karşılık orada kalacaklardır.

16/90. Allah, adaletle davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabaya bakmayı emreder; çirkin işleri, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünürsünüz diye Allah size öğüt veriyor.

70/22-35. Ancak, namazı kılanlar ve namazlarında devamlı olanlar, mallarında muhtaca ve yoksula belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, yalnız Rablerinin azabından korkanlar -Rablerinin azabından kimse güvende değildir-, eşleri ve ellerinin altında bulundurdukları (cariyeleri) dışındakilere karşı ırzlarını koruyanlar —(bundan dolayı) onlar zaten kınanamazlar; ancak kim bunun ötesini özlerse, işte onlar haddi aşmış olurlar-, emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler, tanıklığı gereği gibi yapanlar, namazlarına riayet edenler; işte onlar, cennetlerde kendilerine ikramda bulunulacak kimselerdir.

2/177. İyilik, yüzlerinizi doğudan ve batıdan yana çevirmeniz değildir, iyi olmak, insanın Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitab’a ve peygamberlere inanması; sevdiği malı, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışlara, isteyen düşkünlere ve kölelere harcaması; namazı kılması, zekatı vermesi; yaptıkları anlaşmaları yerine getirmeleri; zorlukta, darlıkta ve savaş anında sabretmeleridir. İşte bunlar doğru olanlardır ve işte (Allah’tan) sakınanlar da bunlardır.

2/189. (Ey Muhammed!) Sana hilal hâlindeki ayları sorarlar. De kİ: “Onlar, insanlar için ve hac için belirlenmiş zamanların işaretidir.” İyilik, evlere arkalarından girmenizde değildir; iyi kimse, (Allah’a) saygılı olan kimsedir. Evlere kapılarından girin! Allah’a saygılı olun ki, başarıya ulaşasınız.

3/92. Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz. Ne verirseniz, Allah onu bilir.

33/35. Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, inanan erkekler ve inanan kadınlar, itaat eden erkekler ve itaat eden kadınlar; doğru sözlü erkekler ve doğru sözlü kadınlar, sabırlı erkekler ve sabırlı kadınlar, gönülden saygılı erkekler ve gönülden saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler ve Allah’ı çok anan kadınlar; işte bunlara Allah bağış ve büyük bir ödül hazırlamıştır.

60/12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiç bir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında kendi attıkları bir bühtanla gelmemek ve uygun olanı işlemek konusunda sana karşı gelmemek şartıyla, biat etmek üzere sana geldikleri zaman onların biatlarını kabul et; onlara Allah’tan bağışlanma dile; Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

4/36. Allah’a tapın, ona hiç bir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakınlara, öksüzlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanındaki arkadaşa, yolda kalmış olana, yönetiminizde olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenip böbürlenenleri sevmez.

4/85. Kim iyi bir işe aracı olursa, kendisine ondan bir pay vardır. Kim de kötü bir şeye aracılık yaparsa, kendisine onun bir benzeri vardır. Allah herşeyi gözetip karşılığını verir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz