Hz Nuh ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Hz Nuh ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Hz Nuh ile ilgili ayetler.

54/9-10. Bunlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: “Delidir” demişlerdi; O yıldırılmış ve: “Ben yenildim, bana yardım et” diye Rabbi’ne yalvarmıştı. 11. Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşalan sularla açtık. 12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; sular, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti. 13-14. Onu, tahtadan ve mıhtan yapılmış bir gemiye bindirdik; kendisine nankörlük edilmiş olan kişiye (Nuh’a) bir mükafat olarak, nezaretimiz altında yüzüyordu. 15. Biz o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yokmu dur? Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

7/59. Nuh’u kavmine gönderdik de: “Ey kavmim! Allah’a tapın, O’ndan başka tanrınız yoktur. Yoksa, sizin için büyük bir günün azabından korkarım” dedi. 60. Kavminin ileri gelenleri: “Doğrusu, biz seni açık bir şaşkınlık içinde görüyoruz” dediler. 61-63. Nuh: “Ey kavmim! Bende bir şaşkınlık yoktur, tam aksine ben alemlerin Rabbi’nin Elçisi’yim. Rabbimin gönderdiklerini size iletiyor ve size öğüt veriyorum. Ben Allah katından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. Sizi uyarmak, korunmanız ve merhamete uğramanızı sağlamak için içinizden biriyle Rabbinizden size bir öğüt gelmesine mi şaştınız?” dedi. 64. Onu yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk, çünkü onlar körleşmiş bir kavimdi.

25/37. Nûh kavmi elçilerini yalanladıkları zaman, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret kıldık. Haksızlık edenlere can yakıcı azap hazırlamışızdır.

26/105. Nuh’un kavmi peygamberlerini yalanladılar. 106-110. Kardeşleri Nuh onlara: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah’tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak alemlerin Rabbi’ne aittir. Artık Allah’tan sakının ve bana itaat edin” dedi. 111. “Sana en alt tabaka uyarken, biz sana mı inanacağız?” dediler. 112-115. Nûh: “Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesapları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben, inananları kovacak değilim. Ben sadece açık bir uyarıcıyım” dedi. 116. “Ey Nûh! Eğer bu işe son vermezsen, şüphesiz taşlanacaksın” dediler. 117-118. Nûh: “Rabbim! Kavmim beni yalanladı, benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve berâberimdeki inananları kurtar” dedi. 119. Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. 120. Sonra geride kalanları suda boğduk. 121. Doğrusu, bunda bir ibret vardır; ama çoğu inanmamaktadır. 122. Rabbin üstündür, çok merhametlidir.

10/71-72. (Ey Muhammed!) Onlara Nuh’un haberini oku! O, kavmine: “Ey kavmim! Benim ayağa kalkmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse, ben Allah’a güveniyorum; siz ve koştuğunuz ortaklar elbirliği edin; yapacağınız iş size bir tasa da vermesin, sonra onu bana uygulayın ve bana süre vermeyin. Eğer yüz çevirirseniz, zaten sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim Allah’a aittir ve bana Müslümanlar’dan biri olmam emrolundu” demişti. 73. Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık ve onları ötekilerin yerine geçirdik. Âyetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Uyarılmış olanların sonlarının nasıl olduğuna bak.

11/25-26. Biz Nûh’u kendi kavmine gönderdik. “Ben size apaçık bir uyarıcıyım. Allah’tan başkasına tapmayın. Ben sizin hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum” dedi. 27. Kavminin inkâra ileri gelenleri: “Senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Sana ancak bizim ayak takımının uyduğunu görüyoruz. Bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz” dediler. 28-31. Nûh şöyle dedi: “Ey kavmim! Eğer Rabbimin katından açık bir belgem varsa ve O bana kendi katından bir rahmet vermiş ve siz bunu görmüyorsanız, istemediğiniz hâlde sizi o rahmete biz mi zorlayacağız? Ey kavmim! Buna karşılık ben sizden bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah’a aittir. İnananları da kovacak değilim. Çünkü onlar Rableriyle karşılaşacaklar. Fakat ben sizi cahilce davranan bir toplum görüyorum. Ey kavmim! Onları kovarsam Allah’a karşı beni kim savunur? Düşünüp öğüt almaz mısınız? Size Allah’ın hâzinelerinin benim yanımda olduğunu söylemiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu da söylemiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü kimselere Allah iyilik vermeyecektir de diyemem; içlerinde olanı en iyi Allah bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum”. 32. Onlar: “Ey Nuh! Sen bizimle tartıştın, hem de tartışmamızı ileri götürdün. Eğer doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir” dediler. 33-34. Nuh: “Ancak Allah dilerse onu başınıza getirir. Siz onu aciz bırakamazsınız. Allah sizi azdırmak isterse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size faydası olmaz. Sizin Rabbiniz O’dur ve O’na götürüleceksiniz” dedi. 35. (Ey Muhammed!) Yoksa sana: “Kur’an’ı uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu ben uydurdumsa, suçu bana aittir. Ama ben, sizin işlediğiniz suçlardan uzağım”. 36-37. Nûh’a: “Senin kavminden, inanmış olanların dışında kimse inanmayacaktır. Onların yapmış olduklarına üzülme. Bizim gözetimimiz altında, sana bildirdiğimize göre gemiyi yap. Haksızlık yapanlar için bana başvurma, çünkü onlar suda boğulacaklardık diye vahyolundu. 38-39. Nûh gemiyi yaparken, kavminin ileri gelenleri yanından her geçtikçe onunla alay ediyorlardı. O da: “Bizimle alay ediyorsunuz, ama biz de sizin alay ettiğiniz gibi sizinle alay edeceğiz. Rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kime ineceğini göreceksiniz” dedi. 40. Sonunda buyruğumuz gelip tandır kaynamaya başlayınca: “Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir” dedik. Ancak pek az kimse onunla beraber inanmıştı. 41. Nûh: “Oraya binin; onun yürümesi ve durması Allah’ın adıyladır. Rabbim çok bağışlayıcı ve merhametlidir” dedi. 42. Gemi dağlar gibi dalgalar içinde onları götürürken, Nuh bir kenarda ayrı kalmış oğluna: “Ey oğulcuğum! Bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla beraber olma” dedi. 43. Oğlu: “Dağa sığınırım, beni sudan kurtarır” deyince, Nûh: “Bugün Allah’ın buyruğundan, O’nun acıdıkları dışında kurtulacak yoktur” dedi. Aralarına dalga girdi ve oğlu da boğulanlara karıştı. 44. “Ey yeryüzü! Suyunu çek! Ve ey gök! Sen de suyunu tut!” denildi. Su çekildi, iş de böylece bitirildi. Gemi ise Cûdi’ye oturdu. “Haksızlık yapan toplum yok olsun” denildi. 45. Nûh, Rabbine seslendi: “Rabbim! Oğlum benim ailemdendir. Doğrusu, senin sözün yegâne gerçektir. Sen hükmedenlerin hükmedenisin” dedi. 46. Allah: “Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü o, doğru olmayan bir iş yapmıştır. Öyleyse, hakkında bilgin olmayan şeyi Benden isteme. Sana cahiller gibi davranmamanı öğütlerim” dedi. 47. Nûh: “Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamazsan ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum” dedi. 48. “Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara, Bizden bir esenlik ve bereket olmak üzere (gemiden) in. Ama öyle topluluklar da var ki, onların geçimini de sağlayacağız; ama daha sonra onlara Bizden can yakıcı bir azap değecek” denildi. 49. (Ey Muhammed!) Bunlar, sana bildirdiğimiz, gayb haberlerindendir. Sen de kavmin de bundan önce bunları bilmezdiniz. Öyleyse sabret; çünkü sonuç, (Allah’a) saygılı olanlarındır.

37/75. Nûh Bize duâ etmişti de ne güzel kabul etmiştik. 76. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık. 77. Onun soyunu sürekli kıldık. 78-79. Sonra gelenler arasında “Âlemlerde, Nûh’a selâm olsun” diye ona bir ün bıraktık. 80. işte Biz iyi davrananları böyle ödüllendiririz. 81. O Bizim inanmış kullarımızdandı. 82. Sonra, diğerlerini suda boğduk.

51/46. Daha önce de Nuh kavmini cezalandırmıştık. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir milletti.

71/1. “Kavmine can yakıcı bir azap gelmezden önce onları uyar” diye Nuh’u kavmine gönderdik. 2-4. O da: “Ey kavmim! Ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. Allah’a kulluk edin, O’na saygılı olun ve bana itaat edin ki, Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar erte leşin. Allah’ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz!” dedi. 5-20. Nûh dedi ki: “Rabbim! Ben milletimi gece gündüz çağırdım, fakat benim çağırmam sadece benden kaçışlarını artırdı. Ben Senin onları bağışlaman için kendilerini her çağırışımda parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra, ben onları yine açıkça çağırdım. Üstelik, onlara açıktan açığa da, gizliden gizliye de söyledim. Onlara: «Rabbinizden bağışlanma dileyin; O çok bağışlayıcıdır. Size gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın. Ne oluyorsunuz ki, Allah’a âlicenaplığı yakıştırmıyorsunuz? Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştı. Allah’ın nasıl da kat kat yedi gök yarattığını görmez misiniz? Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır. Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir. Sonra sizi oraya döndürecek ve sizi yine oradan çıkaracaktır. Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için orayı size yayan O’dur» dedim”. 21-24. Nuh: “Rabbim! Bunlar bana başkaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kurdular ve (insanlara): «Sakın tanrılarınızı bırakmayın! Ved, Sva’, Yağus, Ye’ûk ve Nesr’den asla vazgeçmeyin» dediler. Böylece birçoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zâlimlerin sadece şaşkınlığını artır’’ dedi. 25. Onlar günahları yüzünden suda boğuldular, ateşe sokuldular; kendilerine Allah’tan başka yardımcı bulamadılar. 26-28. Nûh dedi ki: “Rabbim! Yeryüzünde hiç bir inkarcı bırakma. Sen onları bırakırsan, Senin kullarını saptırırlar; ancak ahlâksız ve çok inkârcı (nesiller) doğururlar. Rabbim! Beni, ana-babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; yalnız zâlimleri yok et”.

21/76. Nûh’u da (an!) Hani o daha önceleri seslenmişti de, onun duâsını kabul edip, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmışktık. 77. Âyetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım etmiştik. Doğrusu onlar kötü bir toplumdu; Biz de hepsini suda boğduk.

23/23. Nûh’u kavmine gönderdik; onlara: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin! O’ndan başka tanrınız yoktur; O’na saygılı olmaz mısınız?” dedi. 24-25. Kavminin inkâra ileri gelenleri: “Bu sizin gibi insandan başka bir şey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Allah dilemiş olsaydı, melekleri gönderirdi. İlk atalarımız hakkında hiç böyle bir şey işitmedik. Bu, cinlenmiş bir adamdan başka bir şey değil. Bir süreye kadar onu gözetleyin” dediler. 26. Nûh: “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşılık bana yardım et” dedi. 27-29. Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: “Bizim gözetimimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandır kaynayınca, her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Haksızlık yapanlar için Bana başvurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır. Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince: «Bizi haksızlık yapan toplumdan kurtaran Allah’a hamd olsun. Rabbim! Beni mutlu bir yere kondur. Sen konuklatanların en iyisisin» de!” 30. Doğrusu bunlarda dersler vardır. Biz şüphesiz, (insanları) denemekteyiz.

69/11-12. Su taştığı vakit, size bir öğüt olmak üzere ve anlayışlı kulaklar anlasın diye, süzülen gemide sizi Biz taşımışızdır.

29/14. Nûh’u kavmine gönderdik; aralarında dokuzyüzelli yıl kaldı. Sonunda onlar haksızlık yaparken, tûfan onları yakalayıverdi. 15. Ama Biz, Nûh’u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz