İstanbul ramazan imsakiyesi 2020 Diyanet

İstanbul için Ramazan imsakiyesi 2020 Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Peki İstanbul iftar saati, imsak ve sahur vakti saat kaçta? İşte 2020 İstanbul Ramazan imsakiyesi listesi ile oruç nedir, oruç ne zaman farz kılınmıştır, iftar duası ve tüm tüm detaylar.

İslam alemi için eşsiz anlam ve öneme sahip, 11 Ayın Sultanı 2020 yılı Mübarek Ramazan Ayı 24 Nisan Cuma günü tutulan oruç ile başlıyor. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi ise 19 Mayıs Salı akşamını Çarşamba gününe bağlayan geceye denk geliyor. Ayların en hayırlısı (Kur’anı Kerim’de adı geçen tek ay) olan Ramazan ayı 23 Mayıs 2020 Cumartesi günü tutulacak oruç ile son bulacak. 24 Mayıs Pazar günü ise Allah’ın izni ile 2020 Ramazan Bayramı’nı idrak edeceğiz.

RAMAZAN AYINDA OKUNACAK İFTAR DUASI
İftar Duası Arapça okunuşu: “Allahumme leke sumtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu veala rizkike eftertu, vesevmelğedi min şehri remedane neveytu feğfirli ma kaddemtu vema eğğertu”

İftar duası anlamı: Allahım! Senin Rızan İçin Oruç Tuttum Sana Güvendim, Senin Rızkın ile Orucumu Açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla.

İşte İstanbul 2020 Ramazan imsakiyesi

İstanbul 2020 Ramazan İmsakiyesi tablosunda yer alan tüm veriler Diyanet İşleri Başkanlığının Resmi internet sitesinden alınmıştır.

– Ramazan imsakiyesi: Hicri 9. ay olan ramazanı serifte namaz vakitlerini gösteren bir aylık namaz vakti listesi. Bu sene ramazan 30 çekiyor.
– İftar Saati: İftar yani orucu açma saatleri İSTANBUL aksam namazı vakitleri ile aynıdır. Akşam ezanı ile iftar vakti girmiş olur. Orucu hurma ile açmak sünnettir.
– Sahur vakti: Sahur, orucu tutmak isteyenlerin yemeyi içmeyi kestiği andır. İmsak vakti ile biter. İmsak vaktinin son anına kadar yeme ve içmeye devam etmemenizi tavsiye ederiz.

Oruç ne zaman farz kılınmıştır?
Ramazan-ı şerif ayı orucu, hicretin ikinci yılında Şaban ayında farz kılınmıştır. Akıllı, ergenlik çağına ulaşmış ve oruç tutmasına engel bir mazereti olmayan her Müslümanın Ramazan orucunu tutması farzdır. Oruç bizden önceki ümmetlerede farz kılınmıştır. Nitekim Cenabı Hak Ayeti celilede:

“Ey iman edenler! Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi,size de farz kılındı. Umulur ki (günahlardan) korunursunuz.” (Bakara Suresi,183)

Oruç nedir?
Oruç, İslam dininin beş şartından biri. Yılda bir ay, ramazan ayında, Allah’a kulluk ve ibadet amacıyla, tanyerinin ağarmağa başlamasından güneş batmasına kadar, niyetlenerek bir şey yiyip içmekten ve orucu bozan başka şeylerden nefsi korumak suretiyle tutulur.

Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir.

“…kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli.
Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu akşama kadar tamamlayın. (Bakara 187)

Hangi hâllerde Ramazan Ayında oruç tutulmayabilir?
İslam dini, kişileri, güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir.

Aşağıdaki mazeretlere sahip kimselerin Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:

a) Yolculuk:
Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutma¬mak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur’an’da “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir.” buyurulmaktadır. (Bakara, 2/183-184). Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gün- düzleyin yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uy¬gundur. Hz. Peygamber, Mekke”nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmuştur. (Buharî, “Savm”, 34; Müslim, “Siyam”, 15) Bu uygulama, sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.

b) Hastalık:
Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir. Yukarıda zikredilen âyet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması hâlinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

c)Hamilelik ve çocuk emzirme:
Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi hâlinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesâî, “Siyam”, 50-51).

d) Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak:
Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir za¬rar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler.

Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişiler oruçlu olarak çalıştıklarıtakdirde sağlıkları risk altında kalacaksa, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.

e) Yaşlılık:
Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin 184. âyetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz