İbrahim Ethem kimdir vikipedi

İbrahim Ethem miladi 714 yılında Afganistan’ın Belh şehrinde dünyaya gelmiş ilk mutasavvıflardandır. Künyesi, Ebu İshak İbrahim b. Ethem b. Mansur’dur. İbrahim Ethem (İbrahim bin ethem) Miladi 778 tarihinde Şam’da vefat etmiştir.

Önceleri çok zengin iken bir gün her şeyini bırakarak bütün vakitlerini Allah’a ibadete verdi. Gıdasını temin edecek kadar çalışır, elinin emeğini yerdi. Allah katında büyük bir mertebeye eriştiği rivayet edilen İbrahim Ethem, Rabbından çok korkar, yarattıklarına karşı daima iyi muamelede bulunurdu.

Alim ve âbit bir insandı. Kendisini pek çok kerametleri anlatılır. Rivayetlere göre bir balık İbrahim Ethem’in denize düşen iğnesini ağzında getirerek kendisine geri vermiştir.

İbrahim Ethem’in iğnesi
(Sağdan Vali gelir. Arkasında balıkçı… İbrahim Ethem gelenleri görmez. Vali bir kaç adım atıp durur.)

VALİ — Selamün aleyküm ey yüce veli…

İBRAHİM ETHEM — (Soluna dönerek) Aleykümüsselâm… Ey koca Vali!..

VALİ — Belh’den bir nâme aldım. Belh Sultanı, seni, rahat bir araba içinde oraya göndermemi istiyor.

İBRAHİM ETHEM — Boşuna zahmet!.. Ben burada, yumuşak kumların şiltesi üzerinde çok rahatım…

VALİ — Olmaz! Göndermeye mecburum!

İBRAHİM ETHEM — Zorla mı?..

VALİ — Gerekirse zorla… Belh’e dönmelisin!.. İlle dervişlikse muradın, orada sürdürmelisin dervişliğini!..

İBRAHİM ETHEM — Sarayda mı?

VALİ — Senin gibi bir Sultan oğlu, Sultan oğlu bir Sultan, lâyık mı ki, böyle dağlarda, kırlarda, deniz kenarlarında, kayalıklarda seril sefil dolaşsın?..

(Balıkçı hayretten elleriyle başını kavrar)

VALİ — Eski Belh Sultanı İbrahim Ethem, şimdi kumluklarda söküklerini dikiyor. Görülmüş, duyulmuş iş mi bu?..

İBRAHİM ETHEM — (Başparmağı ile şehadet parmağı arasında iğnesi görünen sağ elini valiye uzatarak) Daha neler var bu dünyada, görülecek duyulacak!..

VALİ — Nedir o elindeki?

İBRAHİM ETHEM — Dikiş iğnesi…

VALİ — Bir zamanlar kılıcınla dağları bilerken şimdi bir iğneye mi kaldı işin? (İbrahim Ethem ayağa kalkar. Gömleğini yere bırakır. İğnesi daima parmaklarında…)

İBRAHİM ETHEM —. (İğneyi valiye uzatarak) Bu iğne o kılıçtan daha kuvvetlidir.

VALİ — (İğneyi İbrahim Ethem’in parmaklarından kopararak) Aklını da bozmuşsun sen!.. Zaten insan aklını bozmadan senin yaptıklarını yapar mı?

İBRAHİM ETHEM — İyi bildin! Aklımı bozdum. (Elini gırtlağıa götürür) Boynumu buradan kesip başımı çöplüğe attım. Şimdi beni çöplük çöplük dolaştırıp başımı mı aratacaksınız? İstemiyorum! Sizin olsun!

VALİ — Gelmezsen seni askerlere tutturacağım! Elini, kolunu bağlatacağım! Yemeğini bile ağzına kaşıkla verecekler… Belh’e gideceksin! Eğer keramet sahibi isen zincirlerini kırar, hadava uçar, kaçarsın! Razı mısın?

İBRAHİM ETHEM — Razı değilim!

VALİ — Keramete güvenmiyor musun yoksa?

İBRAHİM ETHEM — “Yoka güvenilir mi? Ben “var”da yok olmaya bakıyorum. Hiç “yokda var olmayı düşünebilir miyim?

VALİ — Ya senin için havada uçuyor suda yürüyor diyenlere ne buyurulur? Bunlar keramet değil mi?

İBRAHİM ETHEM — Bunlar oyuncak!.. Havada sinek de uçuyor, suda kurbağa da zıplıyor. Keramet bunlarda değil, acizlikte… Toprak üstünde sürünemeyecek kadar acizlikte… (Elini uzatır) Ver bana iğnemi!

VALİ — Vermeyeceğim! Yoksa keramet iğnede mi?

İBRAHİM ETHEM — Olabilir! Allah isterse o iğnenin ucuyla bana üzüm taneleri gibi yıldızları toplatır.

VALİ — Yaaa?.. Demek keramet bu iğnede…

(Vali hızla yürüyüp siyah fonun önüne gelir. İğneyi denize fırlatır, Su sesleri…) (Balıkçı dehşetle atılıp İbrahim Ethem’in omuz başına geçer. İbrahim Ethem, sol yanını denize vermiş, dimdik bir kaya…)

İBRAHİM ETHEM — (Sol elini denize uzatmış, en yüksek sesiyle) Balıklar!.. Getirin iğnemi bana!..

(Uzun durak… Vali, kaşları çatık, dehşetler içinde denize bakıyor. Balıkçı bir atışta İbrahim Ethem’in önüne geçer, iki büklüm, gözlerini sulara saplar. İbrahim Ethem, nereye baktığı belirsiz kaskatı. „)

BALIKÇI — (Aynı iki büklüm vaziyette, elini uzatmış var kuvvetiyle) Bakın, bakın! Bir balık, kafası su yüzünde, ağzında iğne, bize doğru geliyor!.,

(Balıkçı koşar, siyah fonun önünde diz çöker, elini uzatarak iğneyi alır, kalkar döner, delilikten aşırı bir hayret tavrıyla iğneyi İbrahim Ethem’e uzatır. İbrahim Ethem son derece sakin, vekarlı…)

İBRAHİM ETHEM — (İğneyi alırken) Emanete kıydım. Sırrı açığa vurdum. Demek bu dünyada nöbetim sona erdi artık…

(Uzun durak… Balıkçı daima şaşkın ve büyülenmiş, vali kaskatı, somurtmakta-İbrahim Ethem aynı vekar içinde…)

İBRAHİM ETHEM — (Balıkçı ve Vahye) Hoşça kaim dostlarım!.. Sen koca Vali; Belh’e selâm gönder, şen olsunlar!.. Sen de dertli balıkçı, bana iğnemi getiren balığı ağına düşürmekten sakın!.. Ağ atmayı bırak, Allah’ın ağına düş!..

(İbrahim ethem, Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Yayınları, İst. 1978, s.62-65).

1 Yorum

  1. Hezreti Isgender Zulkarneyin — ol makedon patishasy Aleksandr Makedonli diymek — yalan !Kur’andaki Zulkarneyn asmandaki yeke -tak Tanra uyan, Aleksandr Makedonli olsa yumanlarin 12 sany Olimpiya hudaylarina uyan patishadir.Onun Zevsin oglu (12 Olimp hudaylarindan biri) diyen koniyeti hep olan. Kur’anda adi gelen hezreti Zulkarneyin bizin Oguz atamyz.Ol Aziyanin ve Evropanin bir bolgesini almish ve sonra Zulmat yurduni hep ele alan.Zulmat 6 ay gunduz 6 ay gice olyan Skandinav yurdi.Oguz atamizin sovesh nash gabinda 2 shah olan ( ma’nisi 2 yklimin (Aziya le Evropanin sultani) olan. Arapcha “Zu ” –2 ve ” karm” soun8n bir ma’nisi “shah” diymekdir.Bende Kur’andaki hezreti Zulkarneynin Oguz handygy hakynda 11 delil nar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz